Kışa Sağlıklı Bir Başlangıç İçin Altın Tavsiyeler

Soğuk havaların etkisini göstermesiyle birlikte grip (influenza) ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor.
Kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak, yalnızca hastalıklardan korunmak için değil, genel yaşam kalitemizi artırmak açısından da büyük önem taşıyor.

Vücudumuz mevsim geçişlerinde stres, yorgunluk, uykusuzluk ve beslenme dengesizliklerine daha açık hale gelir. Bu nedenle koruyucu sağlık önlemleri alarak bağışıklık sistemimizi desteklemek, hastalıklara yakalanma riskini en aza indirmenin en etkili yoludur.
Aşağıda kış aylarına daha dirençli ve sağlıklı bir şekilde girebilmeniz için bilimsel temellere dayalı önerilerimi bulabilirsiniz.

1.⁠ ⁠Grip Aşınızı İhmal Etmeyin
Grip aşısı, her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerileri doğrultusunda güncellenir. Çünkü influenza virüsü sürekli mutasyon geçirir. Bu nedenle her yıl düzenli olarak aşı yaptırmak, bağışıklık sisteminin yeni virüs tiplerine karşı korunmasını sağlar.

Kimler mutlaka aşı olmalı?
•⁠ ⁠65 yaş üstü bireyler
•⁠ ⁠Kronik hastalığı olanlar (astım, diyabet, kalp hastalığı vb.)
•⁠ ⁠Hamile kadınlar
•⁠ ⁠Sağlık çalışanları ve toplu alanlarda çalışan kişiler
Aşı, yalnızca kişisel koruma sağlamakla kalmaz, toplum sağlığının da korunmasına katkıda bulunur.

2. Glutatyon ve C Vitamini: Bağışıklığın Güç İkilisi
Kış aylarında vücudun oksidatif stres seviyesi artar. Bu durum hücre hasarını hızlandırabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
Bu süreçte glutatyon ve C vitamini takviyeleri, bağışıklık duvarını güçlendiren en etkili desteklerdir.

🔹 Glutatyonun Faydaları:
•⁠ ⁠Vücudun en güçlü doğal antioksidanıdır.
•⁠ ⁠Karaciğerin detoks kapasitesini artırır.
•⁠ ⁠Hücre yenilenmesini hızlandırır.
•⁠ ⁠Bağışıklık sistemini virüs ve bakterilere karşı daha dirençli hale getirir.

🔹 C Vitamininin Önemi:
•⁠ ⁠Beyaz kan hücrelerinin aktivitesini artırarak enfeksiyonlara karşı savunmayı güçlendirir.
•⁠ ⁠Glutatyonun vücutta yeniden aktif hale gelmesine yardımcı olur.
•⁠ ⁠Doku onarımını destekler, soğuk algınlığı semptomlarının süresini kısaltır.

Tıbbi öneri: Bu takviyeler, doktor kontrolünde damardan (IV terapi) veya ağızdan destek şeklinde uygulanabilir.

3.⁠ ⁠Bağışıklık Dostu Beslenme ve Su Tüketimi
Bağışıklık sisteminin temeli dengeli ve doğal beslenmedir.
Kış aylarında özellikle renkli sebze ve meyveler, probiyotik gıdalar ve protein kaynakları ön plana çıkarılmalıdır.

Bağışıklığı destekleyen besinler:
•⁠ ⁠Portakal, kivi, nar: C vitamini deposu
•⁠ ⁠Zencefil, zerdeçal: Anti-inflamatuar özellikli
•⁠ ⁠Yoğurt, kefir: Sindirim sisteminde yararlı bakterileri destekler
•⁠ ⁠Yumurta, balık, bakliyatlar: Protein ve D vitamini kaynağı

Ayrıca günde en az 2-2.5 litre su içmek, toksinlerin atılımını destekler ve mukozaların nem dengesini korur. Soğuk havalarda su içmeyi unutmak kolaydır; bu nedenle hatırlatıcılar kullanmak faydalı olabilir.

4.⁠ ⁠Uyku ve Dinlenme: Bağışıklığın Sessiz Gücü
Kronik yorgunluk, stres ve düzensiz uyku bağışıklığı en çok zayıflatan faktörlerdir.
Uyku sırasında bağışıklık sistemimiz sitokin adı verilen koruyucu proteinleri üretir. Bu nedenle düzenli uyku, enfeksiyonlara karşı en doğal koruma kalkanıdır.

Öneri:
•⁠ ⁠Günde 7-8 saat kesintisiz uyku
•⁠ ⁠Akşam saatlerinde mavi ışıktan uzak durmak
•⁠ ⁠Yatmadan önce kafein tüketmemek
•⁠ ⁠Uyku hijyeni için odanızı karanlık ve serin tutmak

5.⁠ ⁠El Hijyeni ve Kişisel Temizlik
Soğuk havalarda kapalı ortamlarda geçirilen süre artar, bu da virüslerin yayılmasını kolaylaştırır.
Basit bir önlem olan el yıkama alışkanlığı, viral bulaş riskini %70’e kadar azaltabilir.

Dikkat edilmesi gerekenler:
•⁠ ⁠Ellerinizi sabunla en az 20 saniye yıkayın
•⁠ ⁠Göz, burun ve ağız temasından kaçının
•⁠ ⁠Kalabalık ortamlarda maske kullanımı hâlâ etkili bir önlemdir

6. Düzenli Egzersiz ile Dolaşımı Canlandırın
Kış aylarında fiziksel aktivite azalır. Oysa düzenli egzersiz, kan dolaşımını artırarak bağışıklık hücrelerinin vücutta daha etkin dolaşmasını sağlar.

Basit ama etkili öneriler:
•⁠ ⁠Haftada 3-4 gün, 30 dakikalık yürüyüş
•⁠ ⁠Evde esneme veya yoga hareketleri
•⁠ ⁠Kapalı alan egzersizleri (pilates, dans, direnç egzersizleri)
Egzersiz, yalnızca fiziksel değil ruhsal olarak da bağışıklığı destekler; endorfin salgılanmasıyla stresin azalmasına yardımcı olur.

Önlem Al, Sağlıklı Kal
Kış mevsiminde sağlıklı kalmanın sırrı, hastalığı beklemeden önlem almakta gizlidir.

Küçük ama etkili adımlar atarak, hem bağışıklığınızı güçlendirebilir hem de enerjik bir kış geçirebilirsiniz.

Unutmayın: “Sağlık, korunduğunda en değerli yatırımdır.”

Bugünden başlayarak bedeninize gereken özeni gösterin — güçlü bir bağışıklık, sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Eğer sizin de sağlığınıza önem veriyor ve bağışıklık sisteminizi korumak istiyorsanız, Alaçatı’daki Kliniğimize uğrayabilirsiniz. Dr. Başak Tanrıkulu Orhan

Hacamat: Vücudun Doğal Denge Noktasına Dokunan Tedavi Yöntemi

Geleneksel tedavi yöntemleri arasında özel bir yere sahip olan hacamat (kupa terapisi), hem bedensel hem ruhsal dengeyi destekleyen, binlerce yıllık bir iyileştirme sanatıdır. Günümüzde tamamlayıcı tıp uygulamaları arasında yer alan bu yöntem, vücudu arındırmak, kan dolaşımını düzenlemek ve bağışıklığı güçlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle Çeşme hacamat ve Alaçatı hacamat uygulamaları, bölgenin sakin atmosferiyle birleştiğinde, bedensel rahatlamayı ve ruhsal arınmayı destekleyici bir deneyime dönüşür.


Hacamat Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Hacamat, steril klinik koşullarında, hekim kontrolünde uygulanan bir kan alma yöntemidir. Negatif basınçla cilt üzerinde vakum oluşturulur, ardından mikro kesiler açılarak vücuttaki toksinlerin ve metabolik atıkların atılması sağlanır. Bu işlem, vücudun doğal iyileşme mekanizmasını harekete geçirir.

Klinik Alaçatı’da hacamat uygulamaları:
• Steril, tek kullanımlık ekipmanlarla
• Hekim gözetiminde
• Kişiye özel sağlık değerlendirmesi sonrasında gerçekleştirilir.


Hacamatın Bilimsel Faydaları

Bağışıklık sistemini güçlendirir: Kan ve lenf dolaşımını destekleyerek savunma sistemini aktive eder.
Kas ve eklem ağrılarını hafifletir: Özellikle boyun, sırt, bel ve diz bölgesinde rahatlama sağlar.
Vücudu detoksa hazırlar: Serbest radikallerin uzaklaştırılmasına katkıda bulunur.
Stresi azaltır: Otonom sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki oluşturur, uyku kalitesini artırır.
Migren ve baş ağrısında destekleyicidir: Dolaşımı düzenleyerek ağrı eşiğini yükseltir.


Kimler İçin Uygundur, Kimler İçin Uygun Değildir?

Hacamat; kronik yorgunluk, dolaşım problemleri, kas gerginliği yaşayan bireylerde destekleyici bir yöntem olarak tercih edilebilir. Ancak;
• Hamilelerde,
• Kan sulandırıcı kullananlarda,
• Anemi veya pıhtılaşma bozukluğu olanlarda
hacamat önerilmemektedir. Her uygulama öncesinde detaylı doktor değerlendirmesi yapılmalıdır.


Hacamat Ne Zaman Yapılmalı?

Klinik Alaçatı’da hacamat uygulamaları, kişisel sağlık durumuna göre mevsimsel ve periyodik planlamalar ile yapılmaktadır. Geleneksel olarak hicri takvim günleri dikkate alınsa da, modern tıpta en önemli nokta bireysel uygunluk ve medikal değerlendirmedir.


Dr. Başak Tantıkulu Orhan | Klinik Alaçatı
📍 Alaçatı, Çeşme / İzmir

Başlık Metninizi Buraya Ekleyin

Klinik Alaçatı: Bilimin, Doğanın ve İyileşmenin Buluşma Noktası

Uzm. Dr. Başak Tantıkulu Orhan önderliğinde hizmet veren Klinik Alaçatı, Ege’nin huzurlu atmosferinde fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında modern tıbbın en güncel yöntemlerini uygulayan özel bir merkezdir.

Amaç; yalnızca ağrıyı geçirmek değil, bedenin dengesini yeniden kurmak, hareket özgürlüğünü artırmak ve yaşam kalitesini kalıcı biçimde yükseltmektir.

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Nedir?

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR); kas, iskelet, sinir ve eklem sistemini etkileyen hastalıkların teşhis ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım sunar.

Dr. Başak Tantıkulu Orhan bu alandaki uzmanlığını, hem akademik bilgi birikimi hem de yılların klinik tecrübesiyle birleştirerek, her hastaya kişiye özel tedavi planı oluşturur.

Tedavinin merkezinde şu hedefler yer alır:

  • Ağrısız hareket kabiliyetinin geri kazanılması
  • Kas-iskelet dengesinin yeniden sağlanması
  • Kronik rahatsızlıklarda yaşam kalitesinin artırılması
  • Rehabilitasyon sürecinde uzun vadeli sürdürülebilir iyileşme

Klinik Alaçatı’da Uygulanan Tedavi Yöntemleri

🔸 Manuel Terapi

Kas ve eklem fonksiyonlarını iyileştirmek, postür bozukluklarını düzeltmek ve ağrıyı azaltmak için uygulanan özel bir el tedavisidir.
Manuel terapi ile; bel-boyun fıtığı, omuz sıkışma sendromu, skolyoz, kas spazmları gibi sorunlar doğal yöntemlerle tedavi edilir.

🔸 Kuru İğneleme (Dry Needling)

Kas içi tetik noktalara yapılan mikro iğne uygulamasıyla kas spazmları çözülür, kan dolaşımı artar ve ağrı kaynağı ortadan kaldırılır. Fibromiyalji, boyun ve bel ağrılarında oldukça etkilidir.

🔸 Elektroterapi ve Ultrason Tedavileri

Kas ve sinir sistemini uyararak ağrıyı hafifletir, ödemi azaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır.
Spor yaralanmalarında ve kas zedelenmelerinde sıkça tercih edilir.

🔸 Ozon ve Mezoterapi

Doku yenilenmesini destekleyen bu uygulamalar, hem ağrı tedavisinde hem de dolaşımın düzenlenmesinde etkilidir.
Ozon tedavisi özellikle kronik yorgunluk, eklem hastalıkları ve dolaşım bozukluklarında destekleyici olarak kullanılır.

🔸 Kinezyo Bantlama

Vücuda özel elastik bantlar uygulanarak kas ve eklem desteği sağlanır, hareket kolaylığı artırılır.
Sporcu rehabilitasyonlarında sıkça tercih edilir.

🔸 Postür ve Egzersiz Rehabilitasyonu

Dr. Tantıkulu Orhan, yalnızca tedavi değil; doğru duruş, ergonomik yaşam alışkanlıkları ve kişisel egzersiz programları ile kalıcı iyileşmeyi hedefler.
Her hastaya özel egzersiz planları hazırlanır ve düzenli takip yapılır.

Bütüncül Yaklaşım: Beden, Zihin ve Ruh Dengesi

Klinik Alaçatı’da tedavi sadece fiziksel değil, psikosomatik dengeyi de kapsar. Bu nedenle klinikte her hasta, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve stres faktörleriyle birlikte değerlendirilir.
Gerektiğinde psikolojik destek, nefes egzersizleri ve gevşeme teknikleriyle iyileşme süreci desteklenir.

Klinik Alaçatı’nın Fark Yaratan Özellikleri

* Modern tıbbi cihazlarla donatılmış tedavi odaları
* Ege’nin doğal atmosferinde huzurlu bir klinik ortamı
* Bilimsel, etik ve hasta odaklı yaklaşım
* Her hastaya özel bire bir takip
* Kadın hekim liderliğinde güvenli ve konforlu bir deneyim

Kimler Klinik Alaçatı’ya Başvurabilir?

  • Bel, boyun ve sırt ağrısı yaşayanlar
  • Fibromiyalji veya kas romatizması tanısı olanlar
  • Skolyoz, duruş bozukluğu veya omurga eğriliği olanlar
  • Spor yaralanması geçiren profesyonel veya amatör sporcular
  • Eklem ağrısı, diz veya omuz problemleri yaşayanlar
  • Ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecinde olanlar

Her Bel Ağrısı Fıtık Mıdır?

Uzm. Dr. Başak Tanrıkulu Orhan – Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı | Alaçatı – İzmir

Bel ağrısı, modern yaşamın en yaygın kas-iskelet sistemi şikayetlerinden biridir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yetişkinlerin yaklaşık %80’i hayatlarının bir döneminde en az bir kez bel ağrısı yaşar.


Ancak toplumda sıkça gözlenen bir yanılgı vardır: Her bel ağrısı, fıtık değildir.

Fizik tedavi pratiğinde gördüğümüz üzere, bel ağrılarının yalnızca %5-10’u bel fıtığı (lomber disk hernisi) kaynaklıdır. Geriye kalan büyük çoğunluğu mekanik, kas-kemik-duruş ilişkili nedenlerle ortaya çıkar.

Belin Anatomik Yapısı

Bel bölgesi (lomber omurga), beş omur (L1–L5) ve bunların arasında bulunan intervertebral disklerden oluşur.


Diskler; omurlar arasındaki darbe emici yastıkçıklardır ve iki ana bölümden oluşur:

  • Nucleus pulposus: Jel kıvamında, su ve proteoglikan açısından zengin iç çekirdek
  • Annulus fibrosus: Bu çekirdeği çevreleyen, çok katmanlı fibröz dış halka

Yaş, travma veya tekrarlayan zorlanmalar sonucunda bu yapı zayıflayabilir. Diskin dış halkası yırtıldığında, iç çekirdek dışarı taşarak sinir köklerine bası oluşturabilir.
İşte bu durum, bel fıtığı (lomber disk hernisi) olarak adlandırılır.

Her Bel Ağrısı Fıtık Kaynaklı Değildir

Bel ağrısı, mekanik, dejeneratif, inflamatuar veya visseral (iç organ kaynaklı yansıyan ağrılar) nedenlerle ortaya çıkabilir.
Fıtık tanısı koymadan önce bu olasılıkların dikkatle değerlendirilmesi gerekir.

Sık Görülen Bel Ağrısı Nedenleri

  1. Kas spazmları ve kas yorgunluğu
    Uzun süreli oturma, yanlış duruş, stres veya ani hareket kas liflerinde mikro yırtıklara neden olabilir.
    Bu durum ağrının en sık sebebidir ve genellikle 1–2 hafta içinde iyileşir.
  2. Mekanik bel ağrısı (nonspesifik ağrı)
    Omurlar, kaslar ve bağ dokuları arasındaki yük dağılımının bozulmasıyla oluşur.
    En sık görülen tiptir ve genellikle istirahat, egzersiz ve fizik tedaviyle düzelir.
  3. Faset eklem sendromu
    Omurların arka eklemlerinde oluşan dejenerasyon veya irritasyon sonucu belin alt kısmında lokalize ağrı görülür.
    Ağrı genellikle bacağa yayılmaz.
  4. Sakroiliak eklem disfonksiyonu
    Leğen kemiği ile omurgayı bağlayan eklemde hareket kısıtlılığı veya inflamasyon gelişebilir.
    Bu durum fıtıkla karıştırılabilir ancak sinir kökü basısı bulunmaz.
  5. Disk hernisi (bel fıtığı)
    Disk materyali dışarı çıkarak sinir köküne bası yaptığında radiküler ağrı (bacağa yayılan ağrı) ortaya çıkar.
    Bu ağrı genellikle tek taraflıdır, öksürme veya ıkınma ile artar ve hissizlik, karıncalanma veya kas güçsüzlüğü eşlik edebilir.

Bel Fıtığının Klinik Belirtileri

  • Bel ve bacakta tek taraflı ağrı (siyatik tipi)
  • Uyluk veya ayak parmaklarında uyuşma, karıncalanma
  • Kas gücü kaybı (özellikle ayak bileği veya parmaklarda)
  • Refleks azalması veya kaybı
  • Ağrının öksürme, hapşırma veya oturmayla artması

Bu belirtiler varsa, nörolojik muayene ve gerekirse MR görüntüleme yapılmalıdır.


Ancak MR’da her disk protrüzyonu klinik olarak anlamlı değildir — radyolojik bulguların klinik tabloyla uyumlu olması gerekir.

Tanı Süreci

Bel ağrısında en önemli basamak, doğru klinik değerlendirmedir.
Fizik tedavi uzmanı tarafından yapılan:

  • Kas kuvvet testi
  • Refleks değerlendirmesi
  • Duyu muayenesi
  • Lasegue (Straight Leg Raise) testi

gibi nörolojik muayene bulguları, fıtığın varlığı hakkında önemli ipuçları verir.

MR, yalnızca klinik bulgularla desteklendiğinde anlamlıdır; aksi halde yanlış tanıya ve gereksiz tedavilere yol açabilir.

Tedavi Yöntemleri

Her bel fıtığı ameliyat gerektirmez.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon, bel fıtığının çoğu olgusunda birinci basamak tedavi yöntemidir.

1. Konservatif (Ameliyatsız) Tedavi

  • Yatak istirahati (ilk günlerde kısa süreli)
  • Kas gevşetici ve antiinflamatuar ilaçlar
  • Fizik tedavi modaliteleri (TENS, ultrason, sıcak-soğuk uygulamaları)
  • Manuel terapi ve traksiyon
  • Korse uygulamaları (kısa süreli)
  • Egzersiz ve postür eğitimi

2. Rehabilitasyon ve Egzersiz

Fıtık sonrası en önemli adım, kas dengesinin yeniden kurulmasıdır.

  • Core (karın-bel) kaslarını güçlendiren egzersizler
  • Pelvik tilt, McKenzie egzersizleri
  • Duruş ve hareket eğitimi

3. Cerrahi Tedavi

Sadece aşağıdaki durumlarda önerilir:

  • İleri derecede sinir basısı
  • Kas gücü kaybı
  • İdrar-gaita kontrol kaybı (cauda equina sendromu)
  • Uzun süreli konservatif tedaviye rağmen ilerleyen nörolojik bulgular

Bel Sağlığını Korumak İçin Öneriler

  • Ağırlık kaldırırken dizlerinizi bükün, belden eğilmeyin.
  • Uzun süre aynı pozisyonda kalmayın.
  • Gün içinde esneme molaları verin.
  • Düzenli olarak yüzme, pilates veya yürüyüş yapın.
  • Fazla kilolardan kaçının; karın çevresi yağlanma bele ekstra yük bindirir.
  • Ortopedik destekli yatak ve ergonomik sandalye tercih edin.

Bel ağrısının nedeni her zaman fıtık değildir.
Çoğu zaman kas, bağ veya eklem kaynaklı basit mekanik sorunlar söz konusudur ve doğru fizik tedavi yaklaşımlarıyla tamamen iyileşebilir.


Kendi kendinize tanı koymak ya da kulaktan dolma tedavi yöntemleri uygulamak yerine, bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmak, hem doğru tanı hem de kalıcı çözüm açısından en güvenli yoldur.


Randevu ve bilgi için: 0530 544 20 35