Her Bel Ağrısı Fıtık Mıdır?

Uzm. Dr. Başak Tanrıkulu Orhan – Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı | Alaçatı – İzmir

Bel ağrısı, modern yaşamın en yaygın kas-iskelet sistemi şikayetlerinden biridir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yetişkinlerin yaklaşık %80’i hayatlarının bir döneminde en az bir kez bel ağrısı yaşar.


Ancak toplumda sıkça gözlenen bir yanılgı vardır: Her bel ağrısı, fıtık değildir.

Fizik tedavi pratiğinde gördüğümüz üzere, bel ağrılarının yalnızca %5-10’u bel fıtığı (lomber disk hernisi) kaynaklıdır. Geriye kalan büyük çoğunluğu mekanik, kas-kemik-duruş ilişkili nedenlerle ortaya çıkar.

Belin Anatomik Yapısı

Bel bölgesi (lomber omurga), beş omur (L1–L5) ve bunların arasında bulunan intervertebral disklerden oluşur.


Diskler; omurlar arasındaki darbe emici yastıkçıklardır ve iki ana bölümden oluşur:

  • Nucleus pulposus: Jel kıvamında, su ve proteoglikan açısından zengin iç çekirdek
  • Annulus fibrosus: Bu çekirdeği çevreleyen, çok katmanlı fibröz dış halka

Yaş, travma veya tekrarlayan zorlanmalar sonucunda bu yapı zayıflayabilir. Diskin dış halkası yırtıldığında, iç çekirdek dışarı taşarak sinir köklerine bası oluşturabilir.
İşte bu durum, bel fıtığı (lomber disk hernisi) olarak adlandırılır.

Her Bel Ağrısı Fıtık Kaynaklı Değildir

Bel ağrısı, mekanik, dejeneratif, inflamatuar veya visseral (iç organ kaynaklı yansıyan ağrılar) nedenlerle ortaya çıkabilir.
Fıtık tanısı koymadan önce bu olasılıkların dikkatle değerlendirilmesi gerekir.

Sık Görülen Bel Ağrısı Nedenleri

  1. Kas spazmları ve kas yorgunluğu
    Uzun süreli oturma, yanlış duruş, stres veya ani hareket kas liflerinde mikro yırtıklara neden olabilir.
    Bu durum ağrının en sık sebebidir ve genellikle 1–2 hafta içinde iyileşir.
  2. Mekanik bel ağrısı (nonspesifik ağrı)
    Omurlar, kaslar ve bağ dokuları arasındaki yük dağılımının bozulmasıyla oluşur.
    En sık görülen tiptir ve genellikle istirahat, egzersiz ve fizik tedaviyle düzelir.
  3. Faset eklem sendromu
    Omurların arka eklemlerinde oluşan dejenerasyon veya irritasyon sonucu belin alt kısmında lokalize ağrı görülür.
    Ağrı genellikle bacağa yayılmaz.
  4. Sakroiliak eklem disfonksiyonu
    Leğen kemiği ile omurgayı bağlayan eklemde hareket kısıtlılığı veya inflamasyon gelişebilir.
    Bu durum fıtıkla karıştırılabilir ancak sinir kökü basısı bulunmaz.
  5. Disk hernisi (bel fıtığı)
    Disk materyali dışarı çıkarak sinir köküne bası yaptığında radiküler ağrı (bacağa yayılan ağrı) ortaya çıkar.
    Bu ağrı genellikle tek taraflıdır, öksürme veya ıkınma ile artar ve hissizlik, karıncalanma veya kas güçsüzlüğü eşlik edebilir.

Bel Fıtığının Klinik Belirtileri

  • Bel ve bacakta tek taraflı ağrı (siyatik tipi)
  • Uyluk veya ayak parmaklarında uyuşma, karıncalanma
  • Kas gücü kaybı (özellikle ayak bileği veya parmaklarda)
  • Refleks azalması veya kaybı
  • Ağrının öksürme, hapşırma veya oturmayla artması

Bu belirtiler varsa, nörolojik muayene ve gerekirse MR görüntüleme yapılmalıdır.


Ancak MR’da her disk protrüzyonu klinik olarak anlamlı değildir — radyolojik bulguların klinik tabloyla uyumlu olması gerekir.

Tanı Süreci

Bel ağrısında en önemli basamak, doğru klinik değerlendirmedir.
Fizik tedavi uzmanı tarafından yapılan:

  • Kas kuvvet testi
  • Refleks değerlendirmesi
  • Duyu muayenesi
  • Lasegue (Straight Leg Raise) testi

gibi nörolojik muayene bulguları, fıtığın varlığı hakkında önemli ipuçları verir.

MR, yalnızca klinik bulgularla desteklendiğinde anlamlıdır; aksi halde yanlış tanıya ve gereksiz tedavilere yol açabilir.

Tedavi Yöntemleri

Her bel fıtığı ameliyat gerektirmez.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon, bel fıtığının çoğu olgusunda birinci basamak tedavi yöntemidir.

1. Konservatif (Ameliyatsız) Tedavi

  • Yatak istirahati (ilk günlerde kısa süreli)
  • Kas gevşetici ve antiinflamatuar ilaçlar
  • Fizik tedavi modaliteleri (TENS, ultrason, sıcak-soğuk uygulamaları)
  • Manuel terapi ve traksiyon
  • Korse uygulamaları (kısa süreli)
  • Egzersiz ve postür eğitimi

2. Rehabilitasyon ve Egzersiz

Fıtık sonrası en önemli adım, kas dengesinin yeniden kurulmasıdır.

  • Core (karın-bel) kaslarını güçlendiren egzersizler
  • Pelvik tilt, McKenzie egzersizleri
  • Duruş ve hareket eğitimi

3. Cerrahi Tedavi

Sadece aşağıdaki durumlarda önerilir:

  • İleri derecede sinir basısı
  • Kas gücü kaybı
  • İdrar-gaita kontrol kaybı (cauda equina sendromu)
  • Uzun süreli konservatif tedaviye rağmen ilerleyen nörolojik bulgular

Bel Sağlığını Korumak İçin Öneriler

  • Ağırlık kaldırırken dizlerinizi bükün, belden eğilmeyin.
  • Uzun süre aynı pozisyonda kalmayın.
  • Gün içinde esneme molaları verin.
  • Düzenli olarak yüzme, pilates veya yürüyüş yapın.
  • Fazla kilolardan kaçının; karın çevresi yağlanma bele ekstra yük bindirir.
  • Ortopedik destekli yatak ve ergonomik sandalye tercih edin.

Bel ağrısının nedeni her zaman fıtık değildir.
Çoğu zaman kas, bağ veya eklem kaynaklı basit mekanik sorunlar söz konusudur ve doğru fizik tedavi yaklaşımlarıyla tamamen iyileşebilir.


Kendi kendinize tanı koymak ya da kulaktan dolma tedavi yöntemleri uygulamak yerine, bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmak, hem doğru tanı hem de kalıcı çözüm açısından en güvenli yoldur.


Randevu ve bilgi için: 0530 544 20 35

Myofascial Pain Syndrome (Miyofasiyal Ağrı Sendromu) Nedir?

Günümüzde boyun, omuz, sırt ve bel ağrıları, yaşam kalitesini en çok etkileyen sorunların başında gelmektedir. Özellikle masa başında uzun süre çalışan, hareketsiz yaşam tarzı benimseyen ya da yoğun stres altında yaşayan bireylerde bu ağrılar kronikleşebilmektedir. İşte bu noktada sık karşılaştığımız tanılardan biri de Myofascial Pain Syndrome (Miyofasiyal Ağrı Sendromu)dur.

İzmir Alaçatı’daki polikliniğimizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı olarak, her gün birçok hastada miyofasiyal ağrı sendromu ile karşılaşıyoruz. Bu yazımızda, hem hastaları hem de bu konuda bilgi arayan herkesi bilgilendirmek için bu sendromu tüm yönleriyle ele almak istiyoruz.

Myofascial Pain Syndrome Nedir?

Miyofasiyal ağrı sendromu, kaslarda yer alan ve “tetik nokta” olarak adlandırdığımız hassas alanların neden olduğu, lokalize ve yayılabilen (yansıyan) ağrı ile karakterize kronik bir ağrı sendromudur.

Bu tetik noktalar genellikle kas lifleri içerisinde sertleşmiş bantlar şeklinde hissedilir. Dokunulduğunda hem bulunduğu bölgede ağrıya yol açar, hem de farklı bölgelere yansıyan ağrı oluşturabilir. Örneğin, omuz kasındaki bir tetik nokta baş ağrısına ya da kol ağrısına neden olabilir.

Miyofasiyal ağrı sendromu çoğu zaman fark edilmez, “kas tutulması” ya da “kronik yorgunluk” zannedilir. Oysa ki bu durum uzun süre tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.

Miyofasiyal Ağrı Sendromunun Belirtileri

Hastalarımızda en sık gözlemlediğimiz şikayetler şunlardır:

  • Kas ağrısı: Genellikle boyun, sırt, bel, omuz ve kalça bölgesinde yoğunlaşır.
  • Tetik noktalar: Dokunulduğunda küçük sertlikler hissedilir ve üzerine basıldığında ağrı farklı bölgelere yayılabilir.
  • Hareket kısıtlılığı: Kasların gerginliği nedeniyle özellikle sabahları ya da uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra hareket etmek zorlaşır.
  • Baş ağrısı ve kulak çevresi ağrısı: Boyun ve omuz kaslarındaki tetik noktalar, migreni andıran baş ağrılarına sebep olabilir.
  • Uykuda bozulma: Sürekli ağrı nedeniyle uyku kalitesi düşer, sabahları yorgun uyanma sık görülür.
  • Kaslarda güçsüzlük hissi: Ağrıya bağlı olarak kaslar normal performansını sergileyemez.

Bu belirtiler kişiden kişiye değişmekle birlikte, uzun süreli olduğunda yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.

Miyofasiyal Ağrı Sendromunun Nedenleri

Miyofasiyal ağrı sendromunun ortaya çıkmasında birçok faktör rol oynar:

  1. Yanlış duruş (postür bozukluğu): Masa başında çalışırken kambur durmak ya da sürekli öne eğilmek kaslarda dengesizlik yaratır.
  2. Hareketsizlik: Uzun süreli oturma ve egzersiz yapmama, kaslarda dolaşım bozukluğuna yol açar.
  3. Tekrarlayan hareketler: Aynı hareketin sık sık yapılması (örneğin bilgisayar başında fare kullanmak) kasları zorlar.
  4. Travmalar: Kas zedelenmeleri, düşmeler ya da küçük yaralanmalar tetik noktaların oluşmasına neden olabilir.
  5. Stres: Duygusal stres kasların istemsiz olarak gerilmesine yol açar.
  6. Uyku düzensizlikleri: Yetersiz uyku kasların yeterince gevşeyip onarılmasını engeller.
  7. Soğuk ve nemli ortam: Kaslar soğuk ortamda daha kolay kasılır ve tetik noktalar oluşur.

Miyofasiyal Ağrı Sendromu Tanısı Nasıl Konulur?

Hastalar polikliniğimize genellikle “geçmeyen boyun ya da bel ağrısı” şikayetiyle başvururlar. Tanı koymada en önemli unsur, detaylı fizik muayenedir. Muayene sırasında kaslarda tetik noktaların varlığı, kas sertliği ve ağrının yayılımı değerlendirilir.

Görüntüleme yöntemleri (MR, röntgen vb.) genellikle normal çıkar çünkü miyofasiyal ağrı sendromu kas ve yumuşak doku kaynaklıdır. Bu nedenle doğru tanı, deneyimli bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından yapılan muayene ile mümkündür.

Tedavi Yöntemleri

İzmir Alaçatı’daki polikliniğimizde miyofasiyal ağrı sendromu tedavisinde kişiye özel planlama yapmaktayız. Tedavide amaç yalnızca ağrıyı azaltmak değil, aynı zamanda tekrarını önlemektir.

Başlıca tedavi yöntemleri:

1. Manuel Terapi

Kaslara uygulanan özel mobilizasyon ve gevşetme teknikleri ile kas gerginliği azaltılır.

2. Kuru İğneleme (Dry Needling)

Tetik noktalara çok ince iğneler uygulanarak kas spazmı çözülür ve dolaşım hızlandırılır.

3. Fizik Tedavi Modaliteleri

  • Ultrason
  • TENS (elektrik stimülasyonu)
  • Lazer
  • Sıcak-soğuk uygulamalar

Bu yöntemlerle kasların kanlanması artırılır ve iyileşme hızlanır.

4. Egzersiz Programları

Her hastaya özel germe, esneme ve güçlendirme egzersizleri planlanır. Düzenli egzersiz hem mevcut ağrıyı azaltır hem de tekrar oluşmasını önler.

5. Postür Eğitimi ve Ergonomi Danışmanlığı

Hastalarımıza günlük yaşamda doğru duruş alışkanlıkları kazandırıyoruz. Ofis ortamında masa ve sandalye düzeninden, uyku pozisyonuna kadar birçok faktörde danışmanlık veriyoruz.

Myofascial Pain Syndrome (Miyofasiyal Ağrı Sendromu), toplumda oldukça sık görülen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir kas-iskelet sistemi problemidir. Doğru tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle ağrı büyük oranda kontrol altına alınabilir.

Eğer siz de boyun, bel, sırt veya omuz bölgesinde geçmeyen kas ağrılarından şikâyet ediyorsanız, vakit kaybetmeden bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanına başvurmanız gerekir.

📍 Dr. Başak Tanrıkulu Orhan – İzmir Alaçatı Polikliniği
👩‍⚕️ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı

Unutmayın, ağrısız bir yaşam mümkün.

Kübital Tünel Sendromu: Belirtileri, Tedavi Yöntemleri ve Fizik Tedavi Yaklaşımı

Merhaba, ben Dr. Başak Tanrıkulu Orhan. Uzun yıllardır fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı olarak hizmet veriyorum. Bugün sizlere günlük yaşamda sık rastlanan ve özellikle bilgisayar başında çalışanlarda artan bir sorun olan Kübital Tünel Sendromu hakkında kapsamlı bilgi vermek istiyorum.

Kübital Tünel Sendromu Nedir?

Kübital Tünel Sendromu, dirseğin iç kısmında bulunan ulnar sinirin dar bir kanaldan geçerken sıkışmasıyla ortaya çıkar. Bu sinir; elin küçük parmağı ve yüzük parmağının bir kısmına duyuyu iletir, aynı zamanda bazı el kaslarının hareketini kontrol eder. Sıkışma meydana geldiğinde, hem duyu bozuklukları hem de hareket kısıtlılıkları oluşabilir.

Kübital Tünel Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Hastalar genellikle şu şikâyetlerle başvurur:

  • Küçük parmak ve yüzük parmağında uyuşma, karıncalanma, yanma hissi,
  • Dirseğin iç kısmında ağrı,
  • El kaslarında güçsüzlük, kavrama sorunları,
  • İnce motor becerilerde zayıflama (örneğin düğme iliklerken zorlanma),
  • Uzun süre dirsek bükülü kaldığında şikâyetlerin artması.
    Özellikle gece uyurken dirseğin bükülü kalması sonucu gece ağrısı ve uyuşma sık görülür.

Kimler Risk Altında?

  • Bilgisayar kullanıcıları ve masabaşı çalışanlar,
  • Telefonla uzun süre konuşurken dirseğini dayayan kişiler,
  • El işçiliği yapan ustalar (marangoz, tesisatçı vb.),
  • Sporcularda (özellikle tenis, güreş, halter gibi branşlarda),
  • Daha önce dirsek travması geçirenler.

Kübital Tünel Sendromu Tanısı Nasıl Konur?

  • Fizik muayene ile sinir hattı üzerinde hassasiyet değerlendirilir.
  • Elektromiyografi (EMG) testi ile sinir iletim hızı ölçülür.
  • Dirsek çevresinde yapısal bir problem düşünülüyorsa görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.

Kübital Tünel Sendromu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kübital Tünel Sendromu’nda tedavi süreci, hastalığın ilerleme düzeyine göre belirlenir.

  1. Erken Dönem Tedavisi
  • Dirseği uzun süre bükülü pozisyonda tutmaktan kaçınma,
  • Dirseği destekleyen yumuşak yastık veya atel kullanımı,
  • İlaç tedavisi (ödem ve sinir üzerindeki baskıyı azaltmak için),
  • Fizik tedavi uygulamaları (manuel terapi, egzersizler, elektroterapi).
  1. Fizik Tedavinin Rolü
    Benim uzmanlık alanım olan İzmir fizik tedavi ve Alaçatı fizik tedavi kliniklerimizde uyguladığımız yöntemler şunlardır:
  • Sinir mobilizasyon egzersizleri ile sıkışmış sinirin rahatlatılması,
  • Kas güçlendirici egzersizler ile el fonksiyonlarının korunması,
  • Elektroterapi (TENS, ultrason vb.) ile ağrı kontrolü,
  • Günlük yaşam ergonomisi hakkında danışmanlık.
  1. İleri Dönem Tedavisi
    Eğer fizik tedaviye rağmen ilerleyen kas erimesi veya ciddi sinir hasarı varsa, cerrahi yöntemler devreye girer. Ameliyatla sinirin rahatlatılması amaçlanır. Ancak çoğu vakada erken dönemde başlanan fizik tedavi ile cerrahiye gerek kalmadan başarı sağlanmaktadır.

Kübital Tünel Sendromunda Erken Müdahale Neden Önemlidir?
Erken dönemde teşhis edilip tedaviye başlanmazsa, sinir hasarı kalıcı olabilir. Bu durum, el fonksiyonlarında kalıcı kayıplara yol açabilir. Bu nedenle dirsek ve el uyuşmaları hafife alınmamalı, en kısa sürede bir uzman değerlendirmesi yapılmalıdır.

Kübital Tünel Sendromu, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen ama doğru yaklaşımla kontrol altına alınabilen bir sağlık problemidir.

Alaçatı fizik tedavi ve rehabilitasyon polikliniğimizde hizmetleriyle bu tür sinir sıkışmalarına bütüncül çözümler sunuyoruz.

Eğer siz de dirseğinizde uyuşma, ağrı veya güçsüzlük hissediyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmana muayene olabilirsiniz. Erken teşhis ile çok daha başarılı sonuçlar elde edebilirsiniz.

İzmir Alaçatı Fizik Tedavi Kliniğimiz için randevu almak üzere bizimle iletişime geçebilirsiniz.

+90 (530) 544 20 35
Alaçatı Mahallesi, 14020 Sokak No:2, Çeşme, İzmir

Romatoid Artrit Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Romatoid artrit (RA), bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasıyla gelişen kronik, iltihaplı ve sistemik bir romatizmal hastalıktır. En çok küçük eklemleri (eller, bilekler, ayaklar) etkileyen bu hastalık, zaman içinde daha büyük eklemleri de tutabilir ve hatta akciğer, kalp, göz gibi eklem dışı organlara da zarar verebilir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Başak Tanrıkulu Orhan, özellikle Alaçatı fizik tedavi kliniğinde romatoid artritli hastalara bireysel tedavi planları sunarak yaşam kalitesini artırmayı hedeflemektedir.

Romatoid Artritin Görülme Sıklığı Nedir?

•⁠  ⁠Dünya nüfusunun yaklaşık %1’ini etkiler.

•⁠  ⁠Kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülür.

•⁠  ⁠Genellikle 30-50 yaş arasında başlasa da her yaşta ortaya çıkabilir.

•⁠  ⁠Kronik seyirlidir ve erken tanı eklem sağlığının korunması açısından çok önemlidir.

Romatoid Artrit Neden Olur?

Hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte birçok faktör rol oynar:

•⁠  ⁠Genetik yatkınlık: Aile öyküsü olanlarda risk yüksektir.

•⁠  ⁠Bağışıklık sistemi: Vücudun bağışıklık sistemi eklem dokusunu “yabancı” algılar.

•⁠  ⁠Çevresel faktörler: Sigara, kirli hava, bazı enfeksiyonlar tetikleyici olabilir.

•⁠  ⁠Hormonal etki: Kadınlarda daha sık görülmesi, hormonların etkisini göstermektedir.

Romatoid Artrit Belirtileri Nelerdir?

Romatoid artritin belirtileri genellikle sinsi başlar ve zamanla artar.

•⁠  ⁠Sabah tutukluğu: 30 dakikadan uzun süren eklem katılığı

•⁠  ⁠Eklem ağrısı ve şişlik: Özellikle el ve ayak eklemlerinde

•⁠  ⁠Simetrik eklem tutulumu: Her iki elde aynı eklemler

•⁠  ⁠Yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık

•⁠  ⁠Ateş ve kilo kaybı

•⁠  ⁠İlerleyen dönemde deformiteler (örneğin parmaklarda şekil bozuklukları)

Bu şikayetler fark edildiğinde, İzmir fizik tedavi uzmanına veya Alaçatı fizik tedavi merkezine başvurmak tedavi sürecini hızlandırır.

Romatoid Artrit Tanısı Nasıl Konulur?

Tanı süreci, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı tarafından kapsamlı bir değerlendirmeyle yapılır:

•⁠  ⁠Fizik muayene: Eklemlerde şişlik, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı

•⁠  ⁠Kan testleri:

    * Romatoid Faktör (RF)

    * Anti-CCP (en spesifik testlerden biri)

    * CRP ve Sedimantasyon (iltihap düzeyini gösterir)

•⁠  ⁠Görüntüleme: Röntgen, ultrason ve MR ile eklem hasarı saptanır

Erken tanı, eklem sağlığının korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Romatoid Artrit Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Romatoid artrit tedavisinde amaç, iltihabı kontrol altına almak, eklem deformitesini önlemek ve hastanın günlük yaşamını kolaylaştırmaktır.

1.⁠ ⁠İlaç Tedavisi

•⁠  ⁠Ağrı kesiciler ve antiinflamatuvar ilaçlar

•⁠  ⁠Kortizon tedavileri

•⁠  ⁠DMARD’lar (Hastalığı yavaşlatıcı ilaçlar)

•⁠  ⁠Biyolojik ajanlar (özellikle ileri vakalarda)

2.⁠ ⁠Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

İzmir ve Alaçatı fizik tedavi merkezlerinde, ilaç tedavisine ek olarak rehabilitasyon programları uygulanır:

•⁠  ⁠Eklem hareket açıklığını artırıcı egzersizler

•⁠  ⁠Kas güçlendirme çalışmaları

•⁠  ⁠Ağrı azaltıcı fizik tedavi modaliteleri (ultrason, sıcak-soğuk uygulamaları, elektroterapi)

•⁠  ⁠Günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırıcı rehabilitasyon teknikleri

Bu yöntemler sayesinde eklemler korunur, ağrı azalır ve yaşam kalitesi yükselir.

3.⁠ ⁠Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

•⁠  ⁠Düzenli egzersiz: Yüzme, pilates, yoga gibi eklem dostu sporlar

•⁠  ⁠Beslenme: Omega-3 ve anti-inflamatuar diyet

•⁠  ⁠Sigara bırakma

•⁠  ⁠Stres yönetimi ve uyku düzeni

Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Başak Tanrıkulu Orhan, hastalara kişisel tedavi planları sunmaktadır. Tedavide amaç:

•⁠  ⁠Eklem hareketlerini korumak

•⁠  ⁠Ağrıyı azaltmak

•⁠  ⁠Kas gücünü artırmak

•⁠  ⁠Günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmak

•⁠  ⁠Uzun vadede eklem deformitelerini önlemek

Her hasta için kişiye özel fizik tedavi programı hazırlanarak, modern ve bilimsel yöntemlerle tedavi uygulanır.

Unutulmamalıdır ki Romatoid artrit, doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Erken dönemde başlanan fizik tedavi ve rehabilitasyon programları, hem eklem sağlığını korur hem de yaşam kalitesini artırır.

Eğer siz de romatoid artrit belirtileri yaşıyorsanız, İzmir Alaçatı fizik tedavi merkezlerinde, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Başak Tanrıkulu Orhan’dan destek alarak sağlıklı bir yaşam için adım atabilirsiniz.

👉 Randevu için: +90 (530) 544 20 35

📍 Kliniğimiz, Sağlık Bakanlığı tarafından uluslararası sağlık turizmine akredite edilmiş bir Ayakta Teşhis ve Tedavi Kurumudur.

Karpal Tünel Sendromu Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri ve Erken Müdahalenin Önemi

Karpal Tünel Sendromu Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri ve Erken Müdahalenin Önemi

Günümüzde masa başı çalışanlarında, el işi yapan bireylerde ve tekrarlayıcı el bileği hareketlerine maruz kalan birçok kişide sıkça görülen bir sağlık problemi haline gelen Karpal Tünel Sendromu, el bileğinde median sinirin sıkışmasıyla ortaya çıkan nörolojik bir tablodur.

Bu sendrom, zamanında müdahale edilmediğinde el fonksiyonlarını ciddi ölçüde kısıtlayabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Ancak doğru tanı ve uygun tedaviyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Karpal Tünel Sendromu Neden Olur?

Karpal tünel, el bileğinde bulunan dar bir anatomik kanaldır. Bu kanal içinden geçen median sinir, elin baş, işaret, orta ve yüzük parmaklarının bir kısmını kontrol eder. Tünel içerisindeki baskının artması, bu sinirin sıkışmasına ve karpal tünel sendromunun gelişmesine neden olur.

Karpal Tünel Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Aşağıdaki şikayetlerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız karpal tünel sendromundan şüphe edilebilir:
* Parmak uçlarında uyuşma ve karıncalanma
* El bileğinden parmaklara yayılan ağrı
* Özellikle gece artan uyuşma ve huzursuzluk hissi
* Kavrama gücünde azalma, sık düşürme
* Zamanla elde incelme ve kas kaybı

Nasıl Tanı Konur?

Tanı, hastanın öyküsü ve fizik muayene bulgularına dayanır. Gerekli durumlarda şu testler uygulanabilir:
* Tinel ve Phalen testleri
* EMG (Elektromiyografi) ve sinir iletim çalışmaları
* Görüntüleme yöntemleri (şüpheli durumlarda)

Tedavi Yöntemleri

Tedavi, hastalığın şiddetine göre planlanır:
1. Konservatif Tedavi:
* El bileğini destekleyen atel kullanımı
* İltihabı azaltmak için ilaç tedavisi
* Kortizon enjeksiyonları
* Tekrarlayan hareketlerden kaçınma

2. Fizik Tedavi ve Egzersizler:
* Sinir mobilizasyon egzersizleri
* Ultrason ve elektroterapi uygulamaları
* Rehabilitasyon destekli kas güçlendirme

3. Cerrahi Müdahale:
Gelişmiş vakalarda sinirin üzerindeki baskının cerrahi olarak giderilmesi gerekebilir. Bu işlem genellikle kısa süreli ve başarılı sonuç veren bir operasyondur.

Özel Alaçatı Kliniği’nde karpal tünel sendromu başta olmak üzere, ortopedik ve nörolojik kaynaklı el-bilek rahatsızlıklarında modern tanı ve tedavi yöntemlerini uygulamaktadır.
Kişiye özel değerlendirme ve bütüncül tedavi yaklaşımıyla, hastalarının hem yaşam kalitesini artırmak hem de fonksiyonel kayıpların önüne geçmek hedeflenmektedir.

Randevu Almak İçin
Karpal tünel sendromu belirtilerini yaşıyor ve uzman bir değerlendirmeye ihtiyaç duyuyorsanız, Özel Alaçatı Kliniği’nde Dr. Başak Tanrıkulu Orhan’dan randevu alabilirsiniz.

👉 Online randevu için: +90 (530) 544 20 35

📍 Kliniğimiz, Sağlık Bakanlığı tarafından uluslararası sağlık turizmine akredite edilmiş bir Ayakta Teşhis ve Tedavi Kurumudur.

Unutmayın:
Erken tanı, el ve bilek sağlığınız için kritik öneme sahiptir. Şikayetlerinizi ertelemeyin, hayat kalitenizi koruyun.